MADE IN TÜRKİYE
Niğde’de yürürken dikkatli olun çünkü ayaklarınızın altında geçmişin izlerini taşıyan büyük bir dünya var. Herhangi bir yerde toprağı kazın, yüzlerce yıllık saklı bir tarihe ulaşırsınız.
Bu tarihi kent, ilk olarak M.Ö. 6030’lu yıllarda Köşk Höyükte yazılan lahitlerden de anlaşılacağı gibi Cilalı Taş Devri’ne kadar giden bir tarihçeyle karşılıyor bizi.
Öyle ki; tarihin en eski ve en güvenli güzergâhı olan Kral Yolu, M.Ö. 5.yüzyılda Efes-Tyana ve Sinop-Tyana arasında yeniden inşa edilir.
Şark ve İpek yollarının geçit noktası olmasından dolayı üretilen şarap, sirke ve diğer ürünler Pazar sıkıntısı çekmemiş, üretimin sürekliliğini sağladığı gibi kendi özgü metotlarda gelişme sağlanmıştır.
Tyana’nın olmazsa olmaz üretimi hiç kuşkusuz elma üretimidir. Elma Avrupa’nın kalbi Roma’ya Tyana’dan gitti desek abartmış olmayız.
M.Ö. 5 yüzyılda Persler tarafından inşa edilen Şark Yolu ile elmacılık, Anadolu’dan Tyana’ya gelmiş. Erzurum ve Persapolis de yetiştirilen elmalar Tyana’da M.Ö 5 yüzyılda üretilmeye başlanmıştır. Çıkarılan eserlerde elma figürlerine rastlamamızda buna işarettir.
Elma üretimi tarihi Kral Yolu ile Yunan kentlerine ve Roma’ya ulaşırken, tarımda ileri olan Tyana Kenti, üzümcülükte geliştirdikleri aşılama yöntemleri ile günümüzde Niğde elması olarak anılan ama sulu ve besin değeri yüksek türlerin ilk üretildiği yerdir. Tyana’da yetişen elmalar -35 derece kadar dayanıklı olması bir yana, her daim canlı ve özgün tadı olması tarihin insanlığa hediyesidir.
Niğde elma ve üzümünün damağınızda bırakacağı eşsiz lezzet, gözünüzü yumduğunuzda tarihsel bir yolculuğa çıkaracak kadar sıra dışıdır.